Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) gerçekleştirilen "Kıbrıs Mücahitleri: Yarın İçin Dünü Unutma" belgeselinin tanıtım töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Yılmaz, mücahitlerin gösterdiği kararlılığın, Kıbrıs Türk halkının kendi geleceğini tayin hakkının inkar edilemez bir gerçek olduğunu vurguladı. Bu açıklamalar, Kıbrıs Türk halkının tarihsel mücadeleleri ve bağımsızlık hedefleri açısından kritik bir öneme sahip.
KKTC'deki Tanıtım Töreni
Cevdet Yılmaz, KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da düzenlenen belgesel tanıtımında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını iletti. Yılmaz, Kıbrıs Türk halkının, mücahitlerin azmiyle yazdığı özgürlük destanının günümüzde hala canlı olduğunu belirtti. 1950'li yıllardan itibaren artan Rum saldırıları karşısında Türk halkının örgütlenerek direniş gösterdiğini hatırlatan Yılmaz, 1963-1974 yılları arasında sergilenen kahramanlıkların Kıbrıs Türkü'nü direnişin sembolü haline getirdiğini aktardı.
Tarihsel Mücadele ve Direniş
Yılmaz, "Her mevzi bir iradenin, her nöbet özgürlük yolundaki inancın sembolüdür" diyerek, Kıbrıs Türk halkının mücadelesinin farklı kesimlerinin ortak çabası olduğunu ifade etti. Kadınların ikmal ağlarını kurduğu, gençlerin haber taşıdığı ve yaşlıların dualarıyla destek verdiği bu dönemi "bir halkın topyekün seferberliği" olarak nitelendiren Yılmaz, Erenköy'den Geçitkale'ye kadar olan direnişin, Kıbrıs Türk halkının yok olma tehlikesine karşı koyma sembolü olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin Rolü ve Garantörlük Sorumluluğu
Cevdet Yılmaz, bu tarihi mücadelenin en sağlam dayanağının her zaman Türkiye olduğunu belirtti. Türkiye'nin garantörlük sorumluluğunu en zor dönemlerde dahi yerine getirdiğini ifade eden Yılmaz, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne kavuşmasında kritik bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Bugün Kıbrıs Türk halkının Türk dünyasının ortak geleceğini şekillendiren karar mekanizmalarında yer aldığını da sözlerine ekledi.
İki Devletli Çözüm Vizyonu
Yılmaz, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın iki devletli çözüm vizyonunun, Kıbrıs Türk ekonomisinin yükselen başarılarıyla daha belirgin hale geldiğini belirtti. Kıbrıs Türkü'nü ambargolarla sindirmeye çalışan zihniyetin, günümüzde farklı yöntemlerle benzer tutum sergilediğini ifade etti. KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı'nda gözlemci statü kazanmasının, Türk dünyasıyla ilişkileri kurumsal bir temele oturttuğunu vurguladı.
Stratejik İş Birlikleri ve KKTC'nin Geleceği
Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü liderliğiyle yürütülen temasların savunma, enerji, ticaret ve teknoloji alanlarında stratejik iş birliklerine dönüştüğünü söyledi. Eşit egemenlik temelinde iki ayrı devletli çözüm modelinin, Kıbrıs Türkü'nün iradesiyle uyumlu olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye'nin, KKTC'nin egemen eşitliği ve uluslararası statüsünün tescili için kararlılıkla çalıştığını vurguladı.
Kıbrıs'ın Tanınması Üzerine
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda KKTC'nin tanınması yönündeki çağrısını tekrarlayarak, federasyon temelli çözümlerin Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle geçerliliğini yitirdiğini ifade etti. Türkiye'nin "Tek millet, iki devlet, tek yürek" anlayışıyla KKTC'nin yanında durmaya devam edeceğini belirten Yılmaz, konuşmasını tüm kahramanları rahmetle anarak sonlandırdı. "Türkiye olarak KKTC'nin bağımsızlığını, özgürlüğünü ve refahını güçlendirmek için her alanda destek vermeye devam edeceğiz. Ay yıldız, aynı yoldayız" diye ekledi.
