Geçmişten Günümüze Türkiye-İsrail ve Yunanistan-İsrail İlişkileri
Türkiye-İsrail ilişkileri, 1990'ların sonlarına doğru 'stratejik ortak' olarak tanımlandı ve bu dönemde iki ülke arasında askeri, ticari ve siyasi iş birlikleri önemli bir ivme kazandı. Ancak, Yunanistan’ın İsrail ile olan ilişkileri oldukça mesafeli bir seyir izledi. Yunanistan, Soğuk Savaş döneminde Batı Bloku içinde İsrail’e en mesafeli duran ülkelerden biri olarak dikkat çekti. Bu durumu etkileyen faktörlerin başında, Yunan halkının Filistin yanlısı tutumları ve Ortodoks teolojik hassasiyetleri yer almaktadır.
Stratejik Ortaklık ve Siyasi Dinamikler
Türkiye ve İsrail arasındaki stratejik ortaklık, her iki ülkenin de güvenlik ihtiyaçları ve bölgesel politikaları doğrultusunda şekillendi. Özellikle 1990’larda artan güvenlik iş birlikleri, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine katkı sağladı. Bu dönemde, Türkiye’nin Orta Doğu’da istikrar arayışındaki rolü ve İsrail’in güvenlik endişeleri, iki ülkenin ortak çıkarları doğrultusunda birleşti.
Yunanistan’ın Filistin Yanlısı Tutumu
Öte yandan, Yunanistan’ın Filistin yanlısı duruşu, ülkenin dış politikasında önemli bir yer tutmaktadır. Ortodoks Hristiyan kültürü ve tarihsel bağlar, Yunanistan’ın Filistin meselesine yaklaşımında belirleyici faktörler olarak öne çıkmaktadır. Yunan hükümeti, yıllar içinde bu tutumunu sürdürerek, Filistin meselesinde uluslararası platformlarda aktif bir rol oynamayı hedeflemiştir.
Son Gelişmeler ve Gelecek Beklentileri
Son yıllarda, Türkiye ve Yunanistan’ın İsrail ile olan ilişkileri, bölgesel dinamikler ve uluslararası politikalar çerçevesinde yeniden şekillenmektedir. Her iki ülkenin de İsrail ile olan ilişkilerini geliştirme çabaları, stratejik iş birliklerinin yanı sıra, enerji kaynakları ve güvenlik konularında ortak çıkarları gündeme taşımaktadır. Bu bağlamda, Türkiye ve Yunanistan arasındaki rekabetin, İsrail ile olan ilişkilerinde nasıl bir etki yaratacağı merak edilmektedir.
Sonuç: İlişkilerin Geleceği
Gelecek dönemde, Türkiye ve Yunanistan’ın İsrail ile olan ilişkileri, bölgedeki siyasi gelişmelerle doğrudan bağlantılı olacaktır. Her iki ülkenin, uluslararası arenada daha etkili olabilmek için stratejik kararlar alması gerekecektir. Bu süreçte, yalnızca iki seçenek kalmaktadır: Ya mevcut ilişkilerin güçlendirilmesi ya da daha fazla mesafe ve belirsizlikle karşılaşılması. Bu durum, hem Türkiye’nin hem de Yunanistan’ın dış politikalarını yeniden gözden geçirmesini zorunlu kılmaktadır.
