MİT Akademisi Raporu: Stratejik Arazi Alımları ve Güvenlik Endişeleri
Millî İstihbarat Akademisi (MİA) tarafından hazırlanan yeni rapor, İsrail’in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) yüksek bedellerle arazi ve bina alımlarının ardındaki stratejik motivasyonları gün yüzüne çıkardı. Uzmanlar, bu alımların yalnızca masum bir yatırım olmadığını, aynı zamanda kriz durumlarında sığınak ve stratejik üs olarak kullanılma amacını taşıdığını vurguluyor. Rapor, “toprak satışı milli güvenlik meselesidir” uyarısıyla dikkat çekiyor.
İsrail’in Coğrafi Dezavantajları ve Stratejik Hedefleri
Raporda, İsrail’in coğrafi dezavantajlarının, sahip olduğu toprakların küçüklüğü ve stratejik tesislerin dar bir alanda yerleşik olması nedeniyle önemli ekonomik kayıplara yol açtığına dikkat çekildi. Özellikle, liman ve rafineralar gibi kritik hedeflerin vurulması, ülke ekonomisini tehdit eden bir durum olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, dış dünya ile olan yoğun ilişkileri nedeniyle ticari uçuşların durdurulması ve hava sahasının kapanması gibi gelişmelerin de sorunlar yarattığı ifade ediliyor. Bu bağlamda, İran saldırılarından önce sivil uçakların Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) kaçırılması, bölgedeki stratejik derinlik işlevinin önemini ortaya koyuyor.
Uzmanların Görüşleri: Kıbrıs'taki Arazi Alımları ve Milli Güvenlik
Orta Doğu uzmanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, İsrail’in yapay bir devlet olarak bölgede kendini güvende hissetmediğini belirterek, büyük güçlerle olan ilişkilerini sürdürme çabası içerisinde olduğunu ifade etti. Uysal, "Son dönemde hem Rum kesiminde hem de Türk tarafında İsrail kaynaklı arazi alımları gündeme geliyor. Bu durum, olası bir kriz anında kaçış veya lojistik destek sağlama arayışı olarak değerlendirilebilir" dedi. Tarihsel bir bağlamda, İngiliz mandası altındaki dönemde Filistin’e göç eden Yahudilerin önce Kıbrıs’ta toplandığı ve buradan İsrail’e geçiş yaptığı hatırlatıldı.
Ekonomik Güç ve Yayılma Tehlikesi
Uysal, ayrıca KKTC’nin açılmasında İsrail’in ekonomik gücünü ve nüfuzunu göz önünde bulundurmanın önemine dikkat çekti. Bu durumun yayılmasına izin verilmemesi gerektiğini ifade eden Uysal, ekonomik gücün beraberinde medya, sosyal ve siyasi güç getirdiğine vurgu yaptı. Bu nedenle, gerekli tedbirlerin alınması gerektiği belirtildi.
Stratejik İşgal Girişimi: Dış Politika Uzmanlarının Değerlendirmeleri
Dış politika uzmanı Doç. Dr. Levent Ersin Orallı ise, son yıllarda İsrail vatandaşlarının KKTC’de yoğun şekilde toprak satın almasının yalnızca ekonomik bir tercih değil, aynı zamanda stratejik bir işgal girişimi olduğunu dile getirdi. Orallı, KKTC’nin jeopolitik konumunun Tel Aviv’in bölgesel vizyonunun merkezinde yer aldığını belirterek, bu toprak alımlarının “demografik mühendislik” adı verilen daha sinsi bir projenin parçası olabileceğine dikkat çekti. Kıbrıs Türk halkının geçmişte topraklarına göz diken emperyalist güçlere karşı büyük bedeller ödediği hatırlatıldı.
Toprak Mülkiyeti ve Ulusal Egemenlik
Orallı, toprak mülkiyetinin ulusal egemenliğin asli unsurlarından biri olduğunu vurgulayarak, KKTC makamlarının bu alımları yalnızca ekonomik bir hareketlilik olarak değerlendirmemesi gerektiğini ifade etti. Özellikle, stratejik bölgelerde yabancı gerçek veya tüzel kişilere yapılan geniş çaplı satışların kamu düzenini, güvenliği ve demografik yapıyı etkileme potansiyeline sahip olduğu belirtildi. Bu nedenle, yetkili mercilerin bu alımları hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde denetlemeleri ve gerekirse daha sınırlayıcı düzenlemeleri hayata geçirmeleri gerektiği vurgulandı.