Kıbrıs Adası ve Gazze, Türkiye'nin jeopolitiği ve tarihsel hafızasında önemli bir yer tutan stratejik coğrafyalardır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçmişten bugüne bu tarihi bağlara sahip çıkarak, Kıbrıs ve Gazze'ye olan ilgisini sürekli olarak vurgulamaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Türkiye'nin jeopolitik kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak, ulusal güvenlik politikalarının önemli bir uzantısını temsil etmektedir. Kıbrıs'taki herhangi bir statü değişikliği, yalnızca adanın kaderini değil, aynı zamanda Türkiye'nin Akdeniz'deki denge konumunu, Ege'deki manevra kabiliyetini ve Ortadoğu ile olan stratejik erişimini de köklü bir şekilde etkileyecektir.
KKTC'de Kritik Seçimler
KKTC'de pazar günü gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimleri, adanın geleceği ve Türkiye ile olan ilişkiler açısından büyük bir öneme sahiptir. Mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ankara ile uyumlu bir şekilde 'iki devletli çözüm' tezini güçlü bir şekilde savunmaktadır. Tatar'ın karşısındaki adaylar, Avrupa destekli federasyon temelli çözüm önerileri ile Kıbrıs Türkü’nü Rum tarafına entegre etmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda, 2004 yılında dönemin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan'ın önerdiği federasyon planına Kıbrıslı Türklerin 'Evet' demesine karşın, Rumların bu planı reddettiği unutulmamalıdır.
İki Eşit Devlet Tezi
Doğu Akdeniz'de Avrupa, İsrail ve Kıbrıs Rumlarının sinsi planlarının gölgesinde, federasyon tezi ile seçimlere katılmak arasında dikkatli bir irtibat kurmak gerekmektedir. Türkiye ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Kıbrıs'ta iki eşit devlet önerisini gündeme getirmesi, seçim sonrasında Doğu Akdeniz'deki İsrail-Rum işbirliğine karşı bir duruş sergilemek anlamına gelmektedir. Türkiye'nin desteği ile KKTC, Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci üye olmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmaları ve röportajlarında Kıbrıs'ta iki devletli çözümün önemine vurgu yapmış, Kıbrıs meselesinin çözümünde daha önce denenmiş olan federasyon modelinin Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle sürdürülemez hale geldiğini belirtmiştir.
Gazze'deki Gelişmeler
Türkiye'nin Gazze'deki varlığı, uluslararası istikrarın sağlanması açısından kritik bir rol oynamaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de oluşturulacak uluslararası görev gücünde Türkiye'nin yer alacağını açıklamış, bu sürecin hem oluşturulması hem de uygulama aşamasında önemli hamleler gerçekleştirmiştir. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye'nin Gazze'de kurulacak çok uluslu görev gücünde yer almaya hazır olduğunu ifade etmiştir. Türkiye'nin Gazze'deki insani yardım faaliyetleri ve yeniden inşa süreçlerinde üstleneceği roller, bölgedeki barış ve güvenliğin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.
Türkiye'nin Gazze'deki insani yardım koordinatörlüğü, Filistin topraklarına yönelik yardımların etkin bir şekilde ulaştırılması amacıyla kurulmuştur. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarının verdiği bilgiye göre, Büyükelçi Mehmet Güllüoğlu, Filistin İnsani Yardımlar Koordinatörü olarak atanmış ve insani yardım faaliyetlerinin yerinde takibi için gerekli adımlar atılmıştır. Böylece, Türkiye'nin Gazze'deki varlığı ve katkıları, bölgedeki huzur ortamının sağlanmasında önemli bir unsur haline gelmiştir.
