Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail arasında gerçekleştirilecek olan denizaltı elektrik iletim projesi, uluslararası düzeyde hukuki tartışmalara yol açtı. "Büyük Deniz Bağlantısı" (GSI) adı verilen projenin Avrupa Başsavcılığı tarafından incelemeye alındığı bilgisi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis tarafından duyuruldu. Proje, Atina ile Lefkoşa arasında gerginliklere neden olurken, Ankara da Akdeniz'deki gelişmeleri dikkatle takip ediyor.
Proje Üzerindeki Soruşturmalar ve Suçlamalar
Güney Kıbrıs lideri Hristodulidis, Avrupa Başsavcılığı'nın projeye yönelik "olası suiistimaller" iddiaları üzerine ceza soruşturması başlattığını açıkladı. Rum basınında yer alan haberlere göre, bu soruşturmanın arka planında iki ülke arasında yaşanan mali anlaşmazlıklar yatıyor. Güney Kıbrıs Maliye Bakanı Makis Keravnos, Yunanistan'a yönelik 2025 yılı için planlanan 25 milyon euroluk mali katkıyı onaylamayacaklarını belirtti. Keravnos, mevcut koşullar altında projenin uygulanabilir olmadığını öne süren iki bağımsız çalışmaya atıfta bulundu.
Yunanistan'ın Tepkisi ve Projenin Geleceği
Yunanistan, Güney Kıbrıs'ın projeye ilişkin tutumunu netleştirmesi gerektiğini vurguladı. Yunanistan Başbakan Yardımcısı Kostis Hatzidakis, projenin sadece bir Yunan ulusal projesi değil, aynı zamanda "Avrupa önceliği" olduğunu ifade etti. Yunan Çevre ve Enerji Bakanı Stavros Papastavrou ise, Avrupa Birliği tarafından ortak finanse edilen projeye Yunanistan'ın bağlılığını yineleyerek, Güney Kıbrıs'ın açıklamalarının belirsizlik yarattığını dile getirdi. Papastavrou, Kıbrıs tarafının fizibilite çalışmaları hakkında Atina ile neden bilgi paylaşmadığını sorguladı.
Mali Durum ve İzin Gerekliliği
Elektrik hattıyla ilgili soruşturmalar, Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis'in "herhangi bir üçüncü ülkenin projeyi engellemeye çalışması durumunda sonuçları olacaktır" açıklamasıyla eş zamanlı olarak gündeme geldi. Kablo döşeme çalışmalarının devam etmesine rağmen, Atina ve Lefkoşa arasında 25 milyon euroluk maliyet sorununa dair net bir çözüm bulunmuş değil. Rum tarafı, projeye ilişkin ödemelerin Güney Kıbrıs hükümetinin siyasi onayını gerektirdiğini belirtiyor.
Türkiye'nin Proje Üzerindeki Etkisi
Proje ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Müstafi amiral Cihat Yaycı, Türkiye'nin Münhasır Ekonomik Bölgesi'nden geçiş izninin şart olduğunu belirtti. Yaycı, "Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uygulamaları gereği, güzergah bilgisi Türkiye'ye verilmelidir" ifadelerini kullandı. Rum basınında yer alan haberlere göre, Ankara'nın KKTC'ye elektrik hattı bağlama projesini hızla ilerletme çabaları dikkat çekiyor.
Uzun Süredir Beklemede Olan Proje
Güney Kıbrıs'a Yunanistan ve İsrail üzerinden elektrik kablo hattı çekme çalışmaları, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Koridoru olan IMEC kapsamında yürütülmektedir. Ancak, Rum basınında 2010 yılından bu yana projeyle ilgili somut adımların atılamadığı eleştiriliyor. Projenin geleceği, yaşanan mali ve jeopolitik belirsizlikler nedeniyle karmaşık bir hal almış durumda. Tel Aviv yönetimi, bu projenin Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru kapsamında elektrik hattını Hint alt kıtasına ulaştırmayı hedefliyor. Yunanistan ise Girit üzerinden Güney Kıbrıs'a hat çekme görevini üstlenecek.