ABD Ankara Büyükelçisi ve Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Yunan Kathimerini gazetesine verdiği röportajda, Washington’un Doğu Akdeniz’e yönelik yeni inşa planlarını detaylandırdı. Barrack, ABD'nin Atina ile Ankara arasında bir köprü rolü üstlenmeyi hedeflediğini belirterek, "Artık zamanı geldi. Bu olmak zorunda." ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, bölgedeki jeopolitik dinamiklerin yeniden şekillenmesi açısından büyük önem taşıyor.
Türkiye ve Yunanistan Arasında Yeni Bir İletişim Kanalı Kurulması
Barrack, ABD’nin hem Türkiye hem de Yunanistan’daki güçlü temsilcilerine dikkat çekerek, iki müttefik arasındaki iletişimi güçlendirmeyi amaçladıklarını vurguladı. "Birbirine bağlı iki büyük ülkenin, yüzlerce yıl önceki husumetlerle yoluna devam etmesi mantıklı değil." diyen Barrack, bu yeni yaklaşımın bölgedeki barış ve istikrar için önemli bir adım olduğunu ifade etti.
Hazar Denizi ve Akdeniz Arasındaki Enerji Geçişi
Barrack, Hazar Denizi’nden Akdeniz’e uzanan enerji geçişiyle ilgili bir formül sundu. Geçmişten alınan dersleri vurgulayan Barrack, "Patronum da aynı şekilde yapıyor. Başkan Trump’ın bu küresel perspektife sahip olmasının sebebi, tarih öğrencisi olmasıdır." şeklinde konuştu. Ayrıca, bu bağlamda Hazar Denizi’nde bulunan fosil yakıt kaynaklarının Akdeniz’e ulaşmasının engellendiğine dikkat çekti. Yunanistan ve Türkiye'nin bu geçişin kapısı konumunda olduğunu belirten Barrack, siyasi engellerin aşılmasının refahla mümkün olacağını ifade etti.
Kıbrıs'ın Stratejik Önemi
Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki rolü hakkında sorulan bir soruya Barrack, "Sağlıklı bir bedenin ortasında apseniz olamaz." yanıtını verdi. Kıbrıs’ın bölgedeki barış planının kilit bir parçası olduğunu söyleyen Barrack, "Dolayısıyla umudumuz, onun da bu sürecin içinde olmasıdır." diyerek, Kıbrıs’ın barış sürecindeki önemini vurguladı.
Ruhban Okulu ve ABD-Türkiye İlişkileri
Barrack, Fener Rum Patrikhanesi’ne gerçekleştirdiği ziyareti ve Patrik Bartholomeos ile yaptığı görüşmeyi de aktardı. Ziyaretinin amacını tebrik ve dostluk iletmek olarak tanımlayan Barrack, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması konusunu gündeme getirdi. Bu konuda hem Başkan Trump hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyarlılığına dikkat çeken Barrack, 2026 Eylül’ünde Ruhban Okulu’nun açılması için süreci hızlandırmak istediklerini belirtti. Bu bağlamda, dünya çapındaki patriklerin ve ekümenik destekçilerin bir araya gelmesinin önemli bir fırsat olduğunu ifade etti.
Tom Barrack, göreve geldiği günden bu yana ulus devlet modeli üzerine eleştirilerde bulunmuş ve Orta Doğu'daki mevcut sınırların yapay olduğunu belirtmiştir. Daha önceki açıklamalarında, "Orta Doğu diye bir şey yok, aşiretler ve köyler var," diyerek bölgedeki karmaşık dinamiklerin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştur. Bu söylemler, Doğu Akdeniz'deki barış çabalarının daha geniş bir çerçevede ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.