CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) İsrail'den hava savunma sistemi temin ettiği iddialarına ilişkin önemli bir açıklama yaptı. Bağcıoğlu, bu durumun Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) milli güvenliğine yönelik bir tehdit oluşturduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin bu gelişmelere karşı kararlı bir diplomatik yaklaşım sergilemesi gerektiğini ifade etti.
GKRY'nin Hava Savunma Sistemi Tedariki
Bağcıoğlu, GKRY'nin İsrail Havacılık Endüstrileri (IAI) tarafından üretilen Barak MX hava savunma sistemini Limasol Limanı'nda teslim aldığı iddialarını uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirdi. Bu tür adımların Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Adası'ndaki mevcut istikrarı tehdit ettiğini belirten Bağcıoğlu, Türkiye'nin milli güvenliğini doğrudan hedef alacak şekilde gelişen bu olaylara karşı gerekli önlemleri alması gerektiğini ifade etti.
Tarihsel Bağlamda Türkiye'nin Tepkileri
Bağcıoğlu, GKRY'nin 1997 yılında Rusya'dan aldığı S-300 hava savunma sistemine karşı Türkiye'nin gösterdiği diplomatik ve askeri tepkilerin önemine dikkat çekti. O dönemde Türkiye'nin kararlı duruşu sayesinde sistemin teslimatının engellendiğini hatırlatan Bağcıoğlu, günümüzdeki Barak MX sistemi için benzer bir etkinliğin sağlanmasının gerekliliğini vurguladı.
Barak MX Hava Savunma Sistemi
Barak MX, kısa (MRAD: 35 km), orta (LRAD: 70 km) ve uzun menzilli (ER: 150 km) interceptor füzeleri ile 360 derece kapsama alanı sunan modüler bir hava savunma sistemidir. Bu sistem, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, seyir füzeleri ve taktik balistik füzeler gibi çeşitli tehditleri etkisiz hale getirme kapasitesine sahiptir. Sistem, özellikle AESA teknolojisine sahip 3D EL/M-2084 Çok Görevli Radar ile desteklenmektedir; bu radar, 500 km'ye kadar menzil sunarak hava gözetleme, hedef takibi ve atış kontrolü gibi kritik görevleri eş zamanlı olarak yerine getirebiliyor.
Türkiye'nin Güvenliği Üzerindeki Etkileri
Bu radarın Baf'a konuşlandırılması, Türkiye'nin İskenderun'dan Aksaz'a kadar olan hava sahasındaki hareketliliği izleme olanağı tanıyabilir. Ayrıca, ağ merkezli yapısı sayesinde birden fazla radar ünitesinin bir araya gelerek daha geniş bir savunma alanı oluşturması ve veri paylaşımının sağlanması mümkün hale gelmektedir. Bu durum, GKRY'nin İsrail ile istihbarat ağı kurma potansiyelini de artırarak Türkiye'nin milli güvenliği açısından ciddi bir risk teşkil etmektedir.
Bölgesel Gerilim ve Askeri İş Birlikleri
Barak MX sisteminin GKRY'nin mevcut Tor-M1 ve Buk M1-2 sistemleri ile entegrasyonu, Kıbrıs Adası'nın İsrail destekli bir savunma üssü haline gelme olasılığını gündeme getiriyor. Bu gelişme, ABD, Fransa ve İsrail ile yürütülen askeri iş birliğinin yeni bir aşamasını temsil ederken, bölgedeki gerilimi de artıracağı öngörülüyor. Bağcıoğlu, Doğu Akdeniz'de barış ve istikrarın sağlanması için uluslararası hukuka saygı gösterilmesi, karşılıklı güvenin tesis edilmesi ve provokatif eylemlerden kaçınılması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin, GKRY'nin bu tür adımlarına karşı güçlü bir diplomatik mücadele vermesi gerektiğini ifade etti.