50,2440 %-0.02
5.958,94 % 0,06
3.652.785 %-0.734
Ara
kibrisemlakhaber Gündem Ankara’da Tehlikeli Kıbrıs Sessizliği

Ankara’da Tehlikeli Kıbrıs Sessizliği

Doğu Akdeniz’deki gerginlikler artarken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için uluslararası tanıtım çabalarının önemi daha da belirginleşiyor. Ancak, KKTC’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana, iki devletli çözüm ve tanınma söylemlerinin geri plana atıldığı gözlemleniyor. KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Birleşmiş Milletler ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile müzakere masasına dönme hazırlığı içerisindeyken, Türk Hükûmeti’nde sessizlik hâkim. Bu durum, Kıbrıs sorununa dair yeni bir stratejik yaklaşımın habercisi olabilir.

Seçim Sonrası Gelişmeler

KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın göreve gelmesinin ardından, iki devletli çözüm konusundaki söylemin yumuşadığı ifade ediliyor. Hükûmet kaynakları, bu değişimin Erhürman’ın seçimden sonra gerçekleştirdiği görüşmelerle bağlantılı olduğunu belirtiyor. Özellikle, Erhürman’ın Rum liderlik ile yaptığı son görüşmelerde “federal çözüm yönünde ilerleme” mesajları dikkat çekiyor. Bu durum, Ankara’nın sessiz kalmasıyla birleşince, çeşitli spekülasyonlara yol açıyor.

Türk Bakanların Açıklamaları

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 9 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, KKTC’nin uluslararası alanda tanınmasının önemine vurgu yaparak, Kıbrıslı Türklere yönelik ambargonun kaldırılmasının öncelikleri arasında yer aldığını ifade etti. Ayrıca, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’in istikrar ve refah bölgesi olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de 11 Aralık’ta yaptığı konuşmada, “Ada’da adil ve kalıcı çözüm için tek çıkar yol Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün kabulüdür” dedi. Ancak her iki bakanın konuşmalarında, hükûmetin sıklıkla kullandığı “Kıbrıs’ta iki devletli çözüm” ifadesinin yer almaması dikkat çekti.

Belirsizlik ve Olası Senaryolar

KKTC Gezici Büyükelçisi Hüseyin Macit Yusuf, KKTC’deki durumun karmaşık hale geldiğini belirterek, Ankara’nın sessizliğini sorguladı. Yusuf, Türkiye’nin iki devlet politikasından sapma anlamına gelen gelişmelerin neden sessiz kaldığını merak ediyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin Kıbrıs’ta iki devlet politikasından vazgeçmediğini, fakat uluslararası konjonktür nedeniyle söylem sertliğini düşürdüğünü savunan birinci ihtimal öne çıkıyor. Diğer bir ihtimal ise Türkiye’deki siyasi liderlik ile devlet politikası arasında geçici bir ayrışma yaşanıyor olabileceği yönünde. Üçüncü ihtimal ise, sessizliğin fiilî bir yön değişikliğine işaret edebileceği, bu durumun Kıbrıs Türk tarafı açısından belirsizlik yaratabileceği yönünde.

Rum Tarafının Yorumları ve Çağrılar

Rum tarafı ve uluslararası aktörler, Türkiye’nin mevcut sessizliğini “federasyon yeniden mümkün” şeklinde yorumlayabilir. Bu bağlamda, Yusuf, Türkiye’nin mevcut konumunu net bir şekilde açıklaması gerektiğini belirtti. KKTC’de hükûmetin iki devleti savunmasına rağmen, Cumhurbaşkanlığı’nın federasyon sinyalleri vermesi çelişkili bir durum yaratıyor. Dışarıya “uzlaşmaya açık bir aktör” imajı verme çabasının yanı sıra, belirsizliklerin artması, Kıbrıs meselesinde en büyük engelin kararsızlık olduğunu ortaya koyuyor. Bu kararsızlık, Türkiye’nin iki devlet politikasını etkileyebilir ve karşı tarafın stratejilerini şekillendirebilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *