Emekli Büyükelçi Süha Umar, Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde Kıbrıs seçimlerine dair analizlerini paylaşarak, bu seçimlerin sonucunun yalnızca "iki devletli çözüm" ile "federasyon" arasında bir tercih olmadığını, aynı zamanda AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın politikalarının reddedildiğini vurguladı. Umar, bu mesajın doğru bir şekilde anlaşılmasının Türkiye'nin çıkarları açısından büyük önem taşıdığını belirterek II. Abdülhamit’in Kıbrıs’ı İngiltere’ye vermesiyle ilişkili tarihi bir paralellik kurdu. Bu durumun Türkiye Cumhuriyeti için ciddi bir risk oluşturduğunu ifade etti.
II. Abdülhamit Döneminde Kıbrıs’ın Verilmesi
II. Abdülhamit, Kıbrıs’ı 1878 yılında İngiltere ile imzalanan gizli bir antlaşma ile vermiştir. Bu karar, dönemin Rusya tehdidine karşı alınan bir strateji olarak öne çıkmaktadır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Rusya, Doğu Anadolu’da Erzurum’u işgal ederken, Batı’da da Osmanlı topraklarına yaklaşmıştır. Abdülhamit, bu durumu dengelemek amacıyla İngiltere’den askeri destek talep etmiştir. Ancak İngiltere, bu desteği Kıbrıs’ın yönetimini ve işgalini talep ederek karşılamıştır.
2 Mayıs 1878 tarihinde İngiltere, İstanbul Büyükelçisi Henry Layard aracılığıyla Osmanlı Devleti’ne bir teklif iletmiştir. Bu teklife göre, Rusya’nın Anadolu ve Suriye topraklarına saldırması durumunda İngiltere, Osmanlı’ya askeri destek verecek, fakat bunun karşılığında Kıbrıs’ın idaresini üstlenecekti. 16 Mayıs 1878 tarihinde İngiliz Kabinesi bu teklifi onaylamış ve 23 Mayıs’ta Layard’a, II. Abdülhamit’e 48 saatlik bir ültimatom verilmesi talimatı gönderilmiştir. Ültimatomda, teklifin kabul edilmemesi halinde İngiltere ile dostluğun sona ereceği ve bunun da Osmanlı’nın parçalanmasına yol açabileceği belirtilmiştir.
Kıbrıs Sözleşmesi ve Sonuçları
II. Abdülhamit, 25 Mayıs 1878’de antlaşmayı kabul etmiştir. Padişah, anlaşma metninde bazı küçük değişiklikler yapılmasını istemiştir. 4 Haziran 1878 tarihinde Kıbrıs Sözleşmesi imzalanmış ve bu antlaşma, Berlin Kongresi öncesinde gizli tutulmuştur. Anlaşma gereği Kıbrıs nominal olarak Osmanlı toprakları arasında kalacak, ancak fiilen İngiltere tarafından yönetilecektir. Ada gelirlerinin büyük bir kısmı, yıllık yaklaşık 92 bin sterlin, Osmanlı’ya ödenecektir. Osmanlı, adadaki din, eğitim ve adalet kurumlarından sorumlu olacak, ancak idari kontrol İngiltere’nin elinde kalacaktır.
Antlaşma, 8 Temmuz 1878’de kamuoyuna açıklanmış ve 11 Temmuz’da İngiliz filosu Larnaka’ya çıkarak yönetimi devralmıştır. II. Abdülhamit’in Rusya’ya karşı İngiltere’yi müttefik olarak kazanma çabası, Kıbrıs’ın fiilen İngiliz yönetimine geçmesiyle sonuçlanmıştır. Bu süreç, 1914 yılında I. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin Kıbrıs’ı resmen ilhak etmesiyle devam etmiştir. Kıbrıs’ın kaybedilmesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflama sürecinin önemli bir parçası olarak tarihe geçmiştir.