Eski Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, 2017 yılında gerçekleştirilen Crans-Montana görüşmelerinin Kıbrıs sorununun çözümüne en yakın noktada olunduğunu ifade etti. Tsipras, Kıbrıs Rum liderliğinin Türkiye'nin garantiler konusunda sunduğu açılımı yeterince değerlendirmediğini ve bu nedenle tarihi bir fırsatın kaçırıldığını belirtti. Bu açıklamalar, Tsipras'ın yeni yayımlanan kitabında, Kıbrıs meselesinin tarihsel önemine dikkat çektiği bir bağlamda gündeme geldi.
Crans-Montana Görüşmeleri ve Tarihi Fırsatlar
Tsipras, İthaka adlı kitabında, Crans-Montana sürecinin Kıbrıs'ta çözüm için büyük bir fırsat sunduğunu vurguladı. Kitapta, Türkiye'nin o dönemde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres'e, belirli koşullar altında garantilerin kaldırılabileceği yönünde özel bir mesaj ilettiği bilgisi dikkat çekiyor. Ancak eski Kıbrıs Rum lideri Nikos Anastasiadis'in bu sinyali "blöf" olarak değerlendirdiği ve Tsipras'ın durumu üst düzey bir görüşmeyle test etme isteğine karşı çıktığı iddia ediliyor. Tsipras, bu durumun çözüm sürecini olumsuz etkilediğini savunuyor.
Garantiler ve Diplomatik İlişkiler
Tsipras, Guterres Çerçevesi çerçevesinde garantiler sisteminin "sürdürülemez" olarak tanımlanmasının, Kıbrıs sorunu için nadide bir fırsat sunduğunu belirtiyor. Ankara'nın gösterdiği esnekliğin resmi olarak teyit edilmeden önce değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Tsipras, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun konferansın son akşam yemeğinde daha sert bir pozisyona döndüğünü ve sürecin bu nedenle çökmüş olduğunu ifade ediyor.
Yeni Süreç ve Umutlar
Tsipras'ın açıklamaları, Kıbrıs'ta yeni bir süreç için umutların yeniden canlandığı bir döneme denk geliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile Kıbrıs Rum lideri Nikos Christodoulides'in 20 Kasım'daki buluşması, iki taraf arasında yapılandırılmış bir diyalog sürecinin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Diplomatlar, bu görüşmenin Crans-Montana'dan sonra ilk kez temkinli bir iyimserlik yarattığını aktarıyor. Ayrıca, BM Özel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuellar'ın iki tarafla yakın temas kurmaya hazırlandığı ve yıl bitmeden garantör ülkelerin katılımıyla genişletilmiş bir gayriresmi toplantının gündeme gelebileceği belirtiliyor.
