Kıbrıs'ta son dönemlerde yaşanan askeri ve siyasi gelişmeler, bölgedeki güç dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Türkiye'ye karşı yürütülen stratejik hamleler çerçevesinde, İsrail’in Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) Barak MX hava savunma sistemini teslim etmesi, Rum-Yunan iş birliğini güçlendirirken, Hindistan'ın da Ege Denizi'nde Yunanistan ile gerçekleştirdiği ortak tatbikat dikkat çekiyor.
İsrail’in Askeri Destekleri ve Türkiye ile İlişkiler
Türkiye'yi sık sık hedef alan İsrail, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan ile iş birliği yapıyor. Aralık 2024'te GKRY'ye teslim edilen Barak MX hava savunma sistemi, askeri araçlarla gizlenerek taşındı ve bu durum çeşitli tepkilere yol açtı. Rum hükümeti, hava savunma sisteminin alınmasının normal bir prosedür olduğunu savunurken, Savunma Bakanı Vasilis Palmas, "Gizli ve sessiz yapıyoruz çünkü Ada’da 40 bin Türk askeri var," ifadesini kullandı.
Barak MX Hava Savunma Sistemi
Barak MX, İsrail’in hava ve uzay sanayi tarafından üretilen mobil füze rampalarından oluşan bir hava savunma sistemidir. Her bir batarya, 8 füze atış kapasitesine sahip olup, 30 ila 150 kilometre menzilinde farklı katmanlarda etkili olabiliyor. Bu sistem, aynı anda birden fazla hedefe kilitlenebiliyor ve uçak, füze ile insansız hava araçlarına karşı etkili bir savunma sağlıyor. Barak MX'in en önemli özelliği, 460 kilometre menzilindeki 3D radar sistemidir. Bu radar, Türkiye'nin güneyini izleme kapasitesine sahip olup, olası bir karşılaşma durumunda Türkiye’den gelecek hava araçlarını durdurmayı amaçlıyor.
Hindistan’ın Stratejik Hamleleri
Ege Denizi'nde Hindistan ve Yunanistan, ortak bir tatbikat düzenleyerek askeri iş birliğini güçlendirdi. Bu tatbikat, sadece askeri bir manevra olarak değil, aynı zamanda NATO dışına kayan jeopolitik bir iş birliği olarak değerlendiriliyor. Güvensam uzmanı Cihat İslam Yılmaz, Hindistan ile Yunanistan arasındaki bu yakınlaşmanın, Türkiye’nin Pakistan ile geliştirdiği askeri ve diplomatik ilişkilerin sonucunda ortaya çıktığını belirtti. Hindistan, bu durumu sadece siyasal bir rekabet olarak değil, aynı zamanda bir jeostratejik risk olarak algılıyor.
Rum Ortodoks Kilisesi ve Siyasi Gerilimler
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Yeorgios, Türk karşıtı söylemleriyle dikkat çekiyor. Nisan ayında yaptığı Paskalya mesajında ve katıldığı ayinlerde, Yunanistan ile birlikte Türklerin Kıbrıs’tan kovulması çağrısında bulundu. Bu tür açıklamalar, bölgedeki gerilimi artıran unsurlar arasında yer alıyor.
İsrail'in Diplomatik Yönlendirmeleri
Rum lider Nikos Hristodulidis’in diplomatik büro şefinin, İsrail'den gelen bir emir doğrultusunda, İsrail’i eleştiren duvar yazılarının silinmesine yönelik genelge yayınladığı iddia edildi. Bu durum, hükümetin İsrail’e olan bağımlılığını sorgulayan muhalefet partileri tarafından eleştirildi. Ana muhalefet partisi Komünist Akel, “Bu ülkeyi Netanyahu rejimi mi yönetiyor?” şeklinde bir açıklama yaptı ve hükümetin Filistin halkına yönelik soykırıma karşı tavrını kınadı.
Tüm bu gelişmeler, Kıbrıs’taki jeopolitik durumun karmaşık bir hal aldığını ve bölgedeki güç dengelerinin sürekli değiştiğini gözler önüne seriyor. Hindistan ve İsrail’in etkisi, Kıbrıs’ta sürmekte olan çatışmalara yeni bir boyut kazandırıyor.
