İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne (GKRY) Barak MX hava savunma sistemi teslimatı gerçekleştirdi. Bu gelişme, bölgedeki jeopolitik dengeleri etkileyerek, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni doğrudan hedef alan tartışmalara yol açtı. Yerel halk, kamyonlardan oluşan konvoyun görüntülerini sosyal medyada paylaştı ve bu kamyonların Barak MX hava savunma sisteminin mobil versiyonu olduğu değerlendiriliyor.
Askeri Tansiyonun Yükselmesi
İsrail'in Katar'a yönelik saldırıları sonrasında bölgede artan tansiyon, Türkiye'nin de Tel Aviv'in hedefleri arasında olduğu iddialarını gündeme getirdi. Eurasian Times'ın analizine göre, Ankara bu ihtimale karşı askeri teyakkuzunu artırma yoluna gitti. Barak MX hava savunma sistemlerinin teslimatı, Aralık 2024'teki ilk teslimatın ardından yapılan ikinci parti sevkiyat olarak kaydedildi.
Barak MX Hava Savunma Sistemi
2018 yılında tanıtılan Barak MX sistemi, kısa, orta ve uzun menzilli füze varyantlarıyla çok katmanlı bir hava savunma ağı sunmaktadır. Bu sistem, 150 km menzil kapasitesine sahip dört farklı füze ile donatılmıştır ve AESA radarları sayesinde aynı anda birçok hedefi izleyebilme yeteneğine sahiptir. Eurasian Times'ın raporuna göre, bu sistem, 460 km'lik gözetleme menzili ile Türkiye hava sahasını da kapsayan bir gözetleme şemsiyesi oluşturuyor.
Sevkiyat ve Yerleştirme Süreci
Güney Kıbrıs yönetimi, hava savunma sisteminin sevkiyatı konusunda resmi bir açıklama yapmaktan kaçınsa da yerel basın, teslimatın Limassol Limanı üzerinden gerçekleştirildiğini ve sistemin Papafos’taki Andreas Papandreou Üssü’ne yerleştirileceğini bildirdi. Sosyal medya platformlarında, kamyonların arkasına gizlenmiş askeri teçhizat videoları hızla yayıldı.
İsrailli Yetkilinin Açıklamaları
İsrail Havacılık Sanayii’nin (IAI) eski dış ilişkiler başkan yardımcısı Shay Gal, teslimat öncesinde kaleme aldığı bir yazıda İsrail’in Kıbrıs’ın kuzeyine yönelik askeri planlar geliştirmesi gerektiğini savundu. Gal, böyle bir operasyonun Türkiye’den gelebilecek takviyeleri durduracağını ve Kuzey Kıbrıs’taki hava savunma ile komuta merkezlerini imha ederek Türk ordusunun adadaki sonunu getireceğini belirtti. Ayrıca, NATO’nun 5. maddesinin Türkiye’yi korumayacağına dair iddialarda bulundu.
Türkiye'den Tepkiler
Türkiye'den gelen tepkiler ise hızlı bir şekilde gündeme oturdu. Daily Sabah’a konuşan Prof. Hüseyin Işıksal, “Yunan, İsrail ve Rum ittifakı”nın asıl hedefinin Türk varlığını yok saymak ve Doğu Akdeniz’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını gasp etmek olduğunu vurguladı. Ayrıca, Güney Kıbrıs yönetiminin Larnaka ve Baf havaalanlarının güvenliğini İsrail istihbaratına devretmesini örnek göstererek, bu iş birliğinin Ada’daki Türklerin haklarını görmezden geldiğini ifade etti.
Uluslararası Tepkiler ve Gelecek
Eurasian Times’ın analizinde, İsrail’in Güney Kıbrıs ile artan askeri iş birliğinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınmasının aciliyetini bir kez daha gündeme taşıdığı belirtiliyor. Uzmanlar, Türk Devletleri Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın KKTC'yi tanımasının, İsrail’in Doğu Akdeniz’deki hegemonya planlarına karşı en güçlü yanıt olabileceğini vurgulamaktadır. Tüm bu gelişmeler, Doğu Akdeniz'deki siyasi ve askeri dinamiklerin yakın gelecekte daha da karmaşık hale geleceğini gösteriyor.