İsrailli güvenlik analisti Shay Gal, Güney Kıbrıs merkezli Simerini gazetesine verdiği röportajda Türkiye'nin bölgedeki etkisini vurguladı ve Ankara'nın stratejik varlığının göz ardı edilemeyeceğini belirtti. Gal, Türkiye'ye karşı İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında bir 'ortak kader anlaşması' yapılması gerektiğini savundu.
Stratejik İttifak İhtiyacı
Gal, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin artan etkinliğine karşı bir 'stratejik ittifak' kurulmasının zorunlu olduğuna dikkat çekti. Üç ülkenin birlikte hareket etmesinin, Türkiye'nin bölgedeki etkisine karşı bir kalkan işlevi göreceğini ifade etti. Gal, iki ülke arasındaki ilişkilerin sadece sembolik düzeyde kalmaması gerektiğini, aksine tatbikatlar ve diplomatik nezaketin ötesine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda, Kıbrıs ve İsrail arasında varoluşsal bir dayanışmayı temsil eden 'ortak kader anlaşması'nın şart olduğunu belirtti.
Kalıcı Mutabakat Çağrısı
Analist, bu anlaşmanın iki ülkenin güvenliğini birbirine bağlayacak 'kalıcı bir mutabakat' niteliğinde olması gerektiğini savundu. Gal, Yunanistan ve İsrail'in yürüttüğü 'Poseidon'un Öfkesi' adlı ortak caydırıcılık stratejisine de değinerek bu stratejinin, Türkiye'nin askeri gücünün dengelenmesine yönelik bir çaba olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin Askeri Varlığı ve Tehdit Algısı
Gal, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs'taki askeri ve stratejik varlığını 'uçak gemisi' olarak nitelendirerek, Türkiye'nin Bayraktar ve Akıncı SİHA'ları ile ATMACA füzelerinin Güney Kıbrıs ve İsrail için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Türkiye'nin bölgedeki askeri gücüne dair bu değerlendirmeler, analistin Türkiye'nin stratejik hamlelerinin ne denli etkili olduğunu gösterdi.
Türkiye'nin Bölgedeki Rolü
Haberin devamında, Ankara'nın Doğu Akdeniz'de uzun süredir barış, enerji güvenliği ve bölgesel iş birliğini merkeze alan bir diplomasi yürüttüğü kaydedildi. Türk diplomatik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Türkiye garantörlük haklarından ve Mavi Vatan vizyonundan vazgeçmeyeceğini vurguladı. Uzmanlar, Türkiye'nin yokluğunda Doğu Akdeniz'deki enerji geçiş hatları ve güvenlik dengesinin sürdürülebilir olamayacağını belirtiyor. NATO'nun güney kanadındaki askeri dengenin Türkiye'nin stratejik konumu üzerine inşa edildiği ifade ediliyor.
IMEC Projesinin Önemi
Gal, röportajında ayrıca övgüyle bahsettiği IMEC (Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru) projesinin Türkiye'nin enerji ve lojistik altyapısı olmadan hayata geçmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Uzmanlar, bu projenin Türkiye'yi dışlama girişimi olarak değerlendirilse de, Türkiye'nin rekabetten çok kazan-kazan anlayışına dayalı ortaklıklar arayışını sürdürdüğünü ifade ediyor. Ancak bazı İsrailli analistlerin Türkiye karşıtı açıklamaları, Doğu Akdeniz'deki istikrarı zedeleme riski taşımaktadır.