İsrail, Kıbrıs üzerindeki stratejik hedeflerini sürdürmeye devam ediyor. İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii (IAI) bünyesinde 2024 yılına kadar önemli görevler üstlenmiş olan Shay Gal, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi merkezli Simerini gazetesine verdiği röportajda, bölgedeki askeri ve siyasi dengelere dair dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Gal, Güney Kıbrıs'ın 12 Gün Savaşı sırasında İsrail’e sağladığı desteğin, Ankara’nın stratejilerine karşı yeni bir caydırıcılık oluşturabileceğini savundu.
Güney Kıbrıs'ın Stratejik Önemi
Gal, Kıbrıs ile İsrail arasındaki ilişkilerin tarihsel bir zirveye ulaştığını belirterek, bu durumun yalnızca diplomatik bir dayanışma değil, aynı zamanda askeri bir işbirliği anlamına geldiğini ifade etti. Haziran 2025'te yaşanan 12 Gün Savaşı sırasında Kıbrıs'ın, İsrail'in sivil hava trafiğini korumada kritik bir rol oynadığını öne sürdü. Gal, bu dönemde Kıbrıs hava sahasının açılmasının, İsrail için büyük bir risk oluşturduğunu ancak aynı zamanda stratejik bir fırsat sunduğunu söyledi.
KKTC ve Türkiye'nin Rolü
Shay Gal, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için “Türkiye’nin uçak gemisi” ifadesini kullanarak, bu bölgedeki askeri varlığın ve stratejilerin önemine vurgu yaptı. Temmuz ayında Netanyahu’ya yakın Israel Hayom gazetesinde yayımladığı yazıda, Kuzey Kıbrıs’a yönelik bir “acil durum planı” öneren Gal, Türkiye’den gelecek desteklerin engellenmesi gerektiğini belirtti. Bu planın bir parçası olarak, hava savunma sistemlerinin ve istihbarat merkezlerinin hedef alınması gerektiğini savundu.
Kırmızı Çizgiler ve Olası Senaryolar
Röportajda Gal, Türkiye’ye karşı belirlediği “kırmızı çizgileri” de açıkladı. Bu çizgiler arasında, Kuzey Kıbrıs'ta balistik füze veya insansız hava aracı (İHA) sistemlerinin konuşlandırılması, uluslararası deniz yollarında sürekli silahlı İHA uçuşları ve sivil altyapılara yönelik siber saldırılar yer alıyor. Gal, bu sınırların aşılması durumunda Türkiye’den gelecek desteklerin etkisiz hale getirileceğini ve gerekli askeri müdahalelerin yapılacağını vurguladı.
Avrupa ve Kıbrıs'ın Geleceği
Gal, Kıbrıs’ın güvenlik şemsiyesinin Avrupa Birliği’nin Lizbon Antlaşması ile sağlanması gerektiğini belirtti. NATO’nun 5. maddesinin otomatik bir güvenlik garantisi sağlamadığını dile getiren Gal, Avrupa'nın KKTC’yi işgal altında gördüğünü hatırlatarak, bu durumun KKTC’deki İHA üslerine karşı bir askeri müdahale için meşru zemin oluşturduğunu ifade etti.
Röportajın sonunda Gal, Kuzey Kıbrıs’taki mevcut durumun kalıcı olmayacağını ve bu işgalin barış yoluyla sona ermesini umduğunu, ancak gerekirse güç kullanarak bu durumu değiştirmeye hazır olduklarını vurguladı. Kıbrıs’ın, İsrail ve Yunanistan ile birlikte özgürlüklerini koruyacaklarına dair inancını yineleyerek, bölgenin geleceği hakkında kararlılık mesajı verdi.