Doğu Akdeniz’deki gerilim, yeni bir gelişmeyle daha da tırmandı. İsrail yapımı Barak MX hava savunma sistemlerinin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) sınırları içinde, halktan gizlenerek adanın iç kesimlerine taşındığı bildirildi. Limasol Limanı’ndan çıkarılan sistemin görüntüleri, bölgedeki bir vatandaş tarafından kaydedildi ve sosyal medya platformlarında hızla yayıldı. Bu durum, GKRY kamuoyunda geniş yankı buldu ve tartışmalara yol açtı.
Rum Muhalefetinin Tepkisi
Gelişmeye ilk tepki, GKRY'nin ana muhalefet partisi tarafından geldi. Muhalefet yetkilileri, İsrail’in bölgede artan askeri varlığına dikkat çekerek “İsrail, Güney Kıbrıs’ı fiilen işgal ediyor” şeklinde açıklamalarda bulundu. Daha önce de benzer gelişmeler yaşanmış, İsrail’in adaya yönelik askeri konuşlanmaları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Türkiye ile ilişkilerde gerginlik yaratmıştı.
Askeri Hamlenin Ardındaki Gerekçe
İsrail'in GKRY’ye yönelik bu askeri hamlesinin resmi gerekçesi, Münhasır Ekonomik Bölge’nin (MEB) korunması olarak duyuruldu. Ancak uzmanlar, bu adımın, Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’yi hedef alan daha geniş bir stratejinin parçası olduğu görüşündeler. 2017 ve 2024 yıllarında Güney Kıbrıs ile imzalanan askeri iş birliği anlaşmaları çerçevesinde, İsrail’in bölgedeki askeri ve siber altyapısını güçlendirdiği belirtiliyor. Özellikle, İsrail’in 8200 olarak adlandırılan siber istihbarat biriminin, 2025 yılı itibarıyla GKRY topraklarında faaliyete geçecek bir merkeze sahip olacağı ifade ediliyor.
Bölgedeki Güç Dengeleri ve Diplomatik İlişkiler
İsrail’in bu hamlesi, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin GKRY’ye yaptığı resmi bir ziyaretle aynı döneme denk geldi. Bu durum, bölgedeki diplomatik ilişkilerin ve güç dengelerinin yeniden sorgulanmasına yol açtı. Diplomat kaynaklar, ABD, Yunanistan, İsrail ve GKRY arasında kurulan iş birliğinin, Türkiye ve KKTC’yi çevreleme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. GKRY Lideri Nikos Hristodulidis, savunma sistemlerinin açıkça Türkiye’ye karşı konuşlandırıldığını ifade ederken, İsrail’in askeri, ekonomik ve istihbarat altyapısıyla adada derinlemesine yerleştiği iddialarını gündeme getirdi.