Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve İsrail arasında Doğu Akdeniz’de artan askeri iş birliği, bölgedeki güvenlik dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Bu gelişmeler, Türkiye'nin askeri varlığının arttığı bir dönemde ortaya çıkarken, İsrail'in "Terörsüz Türkiye" sürecine yönelik PKK temalı psikolojik operasyonlar yürüttüğü iddiaları yeni tartışmaları beraberinde getiriyor.
Askeri İş Birliği ve Ortak Güç Oluşturma
Son dönemde Yunanistan, GKRY ve İsrail arasında gerçekleştirilen askeri temaslar, Doğu Akdeniz’de bir güvenlik yapılandırmasının sinyallerini veriyor. Yunan hava sahasında yapılan ortak hava tatbikatları ve İsrail tarafından GKRY’ye sağlanan hava savunma sistemleri dikkat çekici gelişmeler arasında. Ayrıca, Yunanistan’ın Evros Adası’nda İsrail menşeli SPIKE tanksavar füzelerinin konuşlandırılması da bu iş birliğini pekiştiriyor. Yunan basınında yer alan haberlere göre, üç ülke 2 bin 500 kişilik ortak bir “hızlı müdahale gücü” oluşturmayı planlıyor. Bu güç, Yunanistan ve İsrail’den biner, GKRY’den ise 500 askerden oluşacak bir tugayı kapsıyor.
Plan dahilinde, Rodos, Karpatos, Kıbrıs ve İsrail’de kara, hava ve deniz unsurlarının konuşlanmasıyla enerji hatları ve altyapının korunması hedefleniyor. Hava filoları, fırkateynler, denizaltılar ve korvetlerle desteklenmesi öngörülen bu gücün, bölgedeki askeri stratejilere yeni bir boyut kazandırması bekleniyor.
Türkiye'ye Yönelik Stratejiler ve Savunma Harcamaları
Yunanistan’daki üst düzey askeri çevreler, bu planı olumlu karşılamakta ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki artan askeri varlığına karşı daha yakın bir caydırıcılık iş birliği arayışında olduklarını vurguluyorlar. Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, Türkiye’yi ülkesine yönelik “birinci ve temel tehdit” olarak tanımlarken, bunun sonucunda savunma harcamalarının artırıldığını duyurdu. İsrail basınında ise, 16 Aralık'ta gerçekleştirilen gizli stratejik görüşmelerde askeri iş birliğinin geliştirilmesi konusunun ele alındığına dair bilgiler yer aldı.
Psikolojik Operasyon İddiaları
Yeni Şafak gazetesi, İsrail'in PKK kılığına girdiği yönünde iddialarda bulunarak, "Terörsüz Türkiye" sürecine karşı organize bir psikolojik operasyon yürütüldüğünü bildirdi. Yapılan incelemelerde, Türkiye’nin iç barışını hedef alan propaganda faaliyetlerinin merkezinde İsrail Diaspora Bakanı Amichai Chikli’nin bulunduğu tespit edildi. Güvenlik birimlerinin değerlendirmelerine göre, İsrail, bölgedeki ayrılıkçı fay hatlarını kaşımak amacıyla Türkiye’nin Kürt meselesine doğrudan müdahil oluyor.
Chikli’nin sosyal medya paylaşımlarında Türkiye’nin Kürt politikası ile ilgili eleştiriler öne çıkarken, PKK’ya yönelik silah bırakma çağrılarının yoğunlaştığı dönemde, kendilerini “Kürdistan destekçisi” olarak tanımlayan sosyal medya hesaplarının koordineli hareket ettiği belirlendi. İlk aşamada yaklaşık 60 hesabın aynı tema etrafında paylaşımlar yaptığı ve "Kürt-İsrail kardeşliği" gibi söylemlerle sürecin manipüle edilmeye çalışıldığı kaydedildi. Propaganda hattının, PKK elebaşı Abdullah Öcalan yerine YPG elebaşı Mazlum Kobani’yi öne çıkaracak şekilde yeniden kurgulandığı bilgisi de dikkat çekti.
Bunun yanı sıra, İsrail’in etki operasyonlarının sosyal medya hesaplarıyla sınırlı kalmadığı ve Batılı sosyal medya fenomenlerine ücretli içerik kampanyalarıyla ulaşıldığı da ifade ediliyor. Kamuoyunu yönlendirmek amacıyla önceden hazırlanan içerikler ve etiketlerle yürütülen koordineli propaganda faaliyetlerinin geçmişte de benzer dijital psikolojik operasyonlarla desteklendiği hatırlatılıyor.